Batman Arkham Asylum, sadece Batman fanatiklerini değil, aksiyon ve platform karışımı oyunlardan hoşlananları memnun edecek kadar güzel bir oyun olmuş. Bir yandan hikayeyi takip ederken, diğer yandan etrafa saçılmış küçük bulmacaları çözmek ve detayları keşfetmek oldukça keyifli.
Unreal Tournament 3'ün grafik motorunu kullanan ve hakkını veren, cıvıl cıvıl hatta vıcık vıcık capcanlı grafikleriyle Batman Arkham Asylum, PC'de olduğu kadar PS3'te de keyifle oynanabilecek bir oyun (nitekim ben PC'de oynarken, özellikle Scarecrow bölümünde God of War lezzeti aldım ve bir PS3 oyunu oynar gibi oldum).
Batman’in üzerine kurulu onlarca oyun yapıldı bu zamana kadar, bunların çoğu kalitesizdi ve beğenilmedi. Aradan sıyrılanlar oldu elbette ancak yine de beklenilen kalitede bir Batman oyunu oynayamadık, ta ki BAA duyurulana kadar umutsuzduk bu konuda. Arkham Asylum normalde bir çizgi romandı ve konusu oldukça ilginçti. Yapılacak oyunun da bunun üzerine kurulması bizi oldukça heyecanlandırmıştı. Daha sonra gelen ekran görüntüleri ve izlediğimiz fragmanlar tamamen haber veriyordu patlayacak büyük bombayı, demosunu da oynadıktan sonra yapmamız gereken tek bir şey vardı, BAA’yı beklemek. Belki de beklentilerinizden çok daha fazlası ile Batman:Arkham Asylum vazgeçilmezleriniz arasında yerini bulacak.
Arkham Asylum birçok suçlunun bulunduğu, sıkı güvenlikli bir akıl hastanesidir. Batman yakaladığı birçok düşmanını zamanında buraya getirmiştir. Son olarak Joker’i de yakalar ve bu ünlü tımarhanenin
yolunu tutar. Ancak kahramanımızın içi rahat değildir, Joker Batman’i fazla uğraştırmadan teslim olmuştur, Joker’in karakterine ters düşen bu durumdan şüphelenmektedir Yarasa Adam. Bu nedenle tımarhane görevlilerine bizzat teslim edene kadar yanından ayrılmaz onun. Ancak daha sonra sadece Arkham Asylum görevlilerinin girebileceği bölgeye gelirler ve Batman kontrolü burada kaybeder. Joker daha buraya gelmeden önce planlarını hazırlamıştır ve uygulamaya koymayı amaçlıyordur. Buraya kadar her şey normal ancak Joker’in kaçış şekli beni pek tatmin etmedi. Belli bir yere kadar çok dikkatli getirilen bir suçluyu daha sonra bir görevli ve silahsız bir doktora teslim etmek biraz mantık dışı. Neyse, fazla kurcalamayıp oyunumuza başlayalım artık…
Joker’in basit bir şekilde görevlilerin elinden kurtulmasıyla maceramız başlıyor. Oyun sadece Arkham Asylum ve ona ait bölgede geçiyor. Bu sizi yanıltmasın, çünkü oldukça büyük bir alandan bahsediyoruz, denizin ortasında bulunan bir ada üstünde Gotham şehrinin suçlularına ev sahipliği yapan büyük bir akıl hastanesi-hapishane karışımı bir yer burası. Harita oldukça güzel hazırlanmış, hem çizgi romandan alıntılarla hem de yapımcıların kendi fikirleriyle mükemmel bir suç ortamı oluşturulmuş.
Birbirini takip eden bloklar, şato görünümünde esrarengiz binalar, ormanlık alan ve kayalıklar, azgın bir okyanus ve bu alanın içinde bulunan masum insanlar, suçlular, canavarlar. Oynanabilirlik konusunda oldukça özgür bırakılıyoruz bu büyük haritada. İstediğiniz yolu takip edebiliyor, istediğiniz yerden gidebiliyorsunuz, tabi bazı temel olayların gidişatı belli bir sıraya bağlı, ancak yan görevlerin ne zaman karşınıza çıkacağına sizin ilerleyiş şekliniz karar veriyor.
Batman: Arkham Asylum’un en büyük özelliği yapımın tek bir tarz üzerinde yürümemesi, oyunda yaptığınız şey ilerleyip karşınıza çıkan düşmanları yok etmekten ibaret değil. Gizliliğinde çok büyük bir önemi var, bazen ortalığı karıştırmadan sorunları çözmek gerekiyor. Sessiz sakin düşmanların icabına bakarken rehinelerin hayatını riske atmamış oluyorsunuz. Batman’in yetenekleri sizin gizlenmenizi kolaylaştırıyor, ‘Batgrapple’ sayesinde bir anda yüksek platformlara çıkabiliyor, oradan düşmanlarınızı seyrediyorsunuz. Karanlıkta da gizlenebilen kahramanımız avını bu şekilde de avlayabiliyor.
Sorunları sadece Joker çıkarmıyor elbet, Riddler’in de bulmacaları sizin uğraşmanız gereken problemler arasında. Riddler’in size bıraktığı haritalar ve sorular sayesinde onun sürprizlerini buluyor ve onu alt etmek için bir adım daha ilerliyorsunuz. Bulmacalar var, gizlilik var ve asıl önemli olan dedektiflik modu var. BAA’yı bambaşka bir seviyeye taşıyan bu mod, oyunda oldukça işinize yarıyor. ‘X’ tuşu ile tüm nesneler farklı bir görünüm kazanıyor, duvarların arkalarını, tünellerin içlerini ve düşmanlarınızın durumlarını bu mod ile görebiliyorsunuz. Hangi duvarların patlatılabileceğini, hangi düşmanlarınızın silahlı olduğunu ve bu silahların modellerini, çevredeki elektronik nesneleri ve görevlerini bu sayede öğrenebiliyorsunuz.Dedektiflik modunun sundukları bunlarla da bitmiyor, bulmanız gereken birisi olduğu zaman ona ait ipuçlarını buluyor ve bunları taramadan geçirebiliyorsunuz. Düşmanlarınızın veya rehinelerin izini sürüyor, onların parfüm kokularından, yediklerinden ve içtiklerinden, bıraktıkları izlerden ne olduklarını bulabiliyorsunuz.
‘Batman bütün bunları yapıyor da, dövüşmüyor mu hiç bu adam?’ diye soruyor olabilirsiniz, hemen cevaplayalım. Elbette dövüşüyor, hem de öyle böyle değil. Karşınızda 10 kişi mi var, hiç çekinmeyin dalın aralarına, kahramanımızın dövüş kabiliyeti bunun üstesinden gelir.Müthiş kombolar uygulayan Batman, topladığımız puanlar sayesinde yeni yetenekler ve kombolar kazanıyor. Ancak süper kahramanımızın canı oldukça tatlı, aldığı iki üç darbeyle bir anda yere yığılabiliyor. Hele ki silahlı düşmanların arasında kalmamaya dikkat edin, onları sessiz veya uzaktan etkisiz hale getirin, çünkü Batman’e iki üç mermi isabet ederse, kendinizi yerde bulursunuz tepenizde Joker dalga geçiyorken.
Düşmanlarınızla dövüşürken zaman zaman yavaş çekim devreye giriyor ve Batman’in rakibine nasıl darbe indirdiğini yakından görüyoruz.
Akrobatik hareketlerin de işin içine girmesi ile dövüşlerden aldığınız keyif katlanıyor. Topladığınız puanlar sadece yeni kombolar sunmuyor, yeni malzemeler ve ekipmanları alabiliyor ve Batman’i güçlendirebiliyorsunuz.Batman’in, Joker’e ulaşması için önünde, yok etmesi gereken birçok düşmanı var. Joker’in en büyük yardımcısı Harley Quinn’in çalışmalarıyla suçluların kontrolüne giren Arkham’da, Bane, Riddler, Mr. Zsasz, Poisen Ivy ve Scarecrow gibi birçok karakter Batman’i alt etmek için bizi bekliyor. Düşmanlarının yanında Komiser Gordon ve kızı Barbara Gordon gibi Batman’in dostları da oyundaki yerlerini almış. Eidos’un, Batman’in çizgi roman lisanslarını alması ve işin içine Warner Bros’u da dahil etmesiyle, çizgi romanlarda bulunan kişiler oyunda da yerini almış.
‘Boss’ dövüşlerinin de Arkham Asylum’da önemli bir rolü olacağını düşünüyorduk oyun çıkmadan önce. Ancak oynadıktan sonra bu izlenimden uzak bir görüntü çiziyor BAA, belli yerlerde karşılaştığınız ‘boss’lar ile yapacağınız dövüşler hem pek uzun sürmeyecek, hem de sizi fazla zorlamayacak. Bu bölümlerin ‘Onlar da aradan çıksın’ düşüncesiyle konulduğu hissine kapılıyor insan. Neyse ki Joker için aynı şey geçerli değil.
BAA’nın ilerleme mantığı sizi gayet özgür bırakıyor, siz Arkham’da gezinmeye başladıkça karşınıza farklı farklı görevler çıkıyor. Bazen rehin alınmış doktorları kurtarmaya çalışıyor, bazen bir hedefin izini sürüyorsunuz. Kaçırılan biri olursa onu bulup zarar görmeden güvenli bir yere götürmeniz de gerekebilir. Konular o kadar güzel işleniyor ve birbirine bağlanıyor ki, maceranın nasıl değişkenlik gösterdiğini anlayamıyorsunuz bile.
Oyundaki diğer basit düşmanlarınızın ise zekaları başlı başına bir sorun, yapay zekanın yapaylığı ancak bu kadar belli olabilir. Yan yana duran iki düşmanınızdan birinin yanına yaklaşıyor ve onu boğuyorsunuz, ancak hemen yakınınızda duran düşman bunu ne görüyor ne de duyuyor. Aynı şekilde ‘Batgrapple’ yardımı ile oradan oraya atlarken sizi göremiyorlar. Size saldırırken düşünmeden hareket ediyor ve birbirleriyle yardımlaşmıyorlar. BAA’nın en büyük sorunu yapay zeka, ancak oyun sadece dövüşler üzerine kurulmadığından, bu sorun oyunun kalitesine fazla zarar vermiyor.Bu karakterlerin görünümleri de oldukça başarılı, özellikle Batman’in modellemesi gerçekten çok iyi tasarlanmış. Diğer önemli karakterlerin de fizik modellemeleri oyunun kalitesine yakışır bir şekilde hazırlanmış. Grafikler modelleme konusunda iyi olsa da çevre kaplamalarının aynı başarıyı yakaladığını söyleyemeyiz. Aslında çok kötü durmuyor ama BAA, standartlarımızı üst seviyeye çıkardığı için biraz sönük kalmış kaplamalar. Çevre detayları ve etkileşimin de muhteşem oynanış alanıyla bağdaştığını söyleyemeyeceğim. Civarda bulunan ufak tefek nesneler yerlerinden kımıldamıyor mesela.Yapım müzikleriyle de artı not almayı başarıyor, menüdeki ve oyun esnasında, içinde bulunduğumuz duruma göre çalan müzikler gayet iyi ve oyuncuyu havaya sokuyor. Ara videolar da oyuna sinematik bir bakış açısı getiriyor, Joker’in seslendirmesi çok kaliteli olsa da aynı şeyi Batman’in seslendirmesi için söyleyemeyeceğim maalesef, kahramanımızın konuşma tarzı ve ses tonları yapmacık olduğunu belli ediyor.
Ana senaryo dışında ‘Challenge Mode’ bulunuyor ve burada da çeşitli görevler sizi bekliyor. Bunun yanında oyunda ilerleyip yeni karakterle karşılaştıkça, ana menüde ‘Character Bios’ bölümünde o karakterlerin kısa biyografileri, yetenekleri ve özellikleri açılıyor. Tüm karakterlerin hikayelerini buradan öğrenebilirsiniz.
Batman: Arkham Asylum daha çıkmadan adından söz ettirdi demiştik, oyun çıktı ve oynadık. Ve diyorum ki BAA adından söz ettirmeye devam edecek. Beklentilerinizin asla altında kalmayacak bir yapım. Ufak tefek hatalar olsa da oyuncuyu asla sıkmayacak bir yapım. Sürekli olarak farklı durumlarla karşılaşıp çözümler üretiyor ve Joker’in tuzaklarını etkisiz hale getiriyorsunuz. Ve bunları birçok ekipmanla donatılmış süper kahraman Batman’i kontrol ederek yapıyorsunuz. Bir oyuncuya daha fazla ne gerekebilir ki. Arkham’ın kaçıkları sizi bekliyor, onları fazla bekletmeyin derim…